31 Temmuz 2010 Cumartesi

Janna Sur Mer






Gecikmiş postlardan bir tanesi ile karşı karşıyasınız...Bu sefer sıcak yaz günlerinde içimizi ferahlatacak cinsten yeni bir maceramı anlatmak niyetindeyim. Geçen haftasonu, İstanbul'dan iki arkadaşım Suriye'den başladıkları ortadoğu turlarına Beyrut'u da katarak beni çok mutlu ettiler. Suriye'de çok gezip çok yoruldukları ve Beyrut da müze fakiri olduğu için bir günlerini tembel tembel deniz karşısında yatmaya ayırmak istediler. Ben de bu öneriye balıklama atladım tabi ki. Hemen gidilecek plajları araştırmaya koyulduk ve Lübnanlı arkadaşımın tavsiyesiyle Damour'da (Beyrut'a 15 dakika mesafede küçük bir şehir) Janna sur Mer'e gitmeye karar verdik.
Sitesindeki açıklama bizi çeken nokta oldu sanırım: "Janna Sur Mer has built the biggest pool in the Middle East which is set against the landscape with an open horizon blending into the sea. The resort comprises a restaurant, island, several waterfalls, & in-water bars with seating."
Beyrut'un içinde de plajlar var ancak denizin nispeten kirli olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden insanlar deniz kenarına inşa edilmiş havuzlarda çimmeyi tercih ediyorlar. Çimmek dedim çünkü yüzen bir Allah'ın kulu göremezsiniz, genelde kollar havuz kenarına sabitlenmiş şekilde; yalnızsanız etraf kesiliyor yoksa sohbet ediliyor. Neyse efendim, biz de denize girebileceğiz gibi bir büyük umutla yola çıktık. Damour'a gitmek de çok kolay, El Cola istasyonundan 2000LL (2TL) gibi bir meblağaya kısa sürede varıyorsunuz. Damour hakkında söyleyebileceğim tek şey muz. Muz tarlasından başka bir şey görmedim. Onlar da olmamıştı, koparıp yiyemedik bile. Bu arada Janna'nın girişi haftasonu 20$, hafta içi 15$.
Biz de paralarımızı bayıldıktan sonra girip muazzam bir peyzaj, egzotik tandansta imgelerle süslenmiş genişçe bir alana çıkıyoruz. Etraf gerçekten çok güzel, yapay minik şelalelerden, küçük havuzlara, heykellerle süslenmiş. Büyük havuz sanki denizle birleşiyormuş gibi görünüyor bittiği yerde.


Kendimize şezlong arıyoruz ve çift kişilik yatak formatlı denize sıfır bir tanesine çöküyoruz. Bizim oturmamızla görevli yanımızda bitiyor ve kişi başı 10$ karşılığında ancak VIP kısmından yararlanabileceğimizi söylüyor. Ben bu sırada zaten size 20$ bayılmadık mı diyor ve Marx'ı rahmetle anıyorum. Fakir kısmına geçip normal -yataksız- şezlonglara seriliyoruz. Sonradan gördüğümüz üzere bir de VVIP (very very important person) kısmı da var tam havuzun ortasında...Neyse efendim Janna denize sıfır ama denizi çok afedersiniz .ok götürüyor. Kıyıda inşaat malzemeleri, betonlar, çöpler...vs.


Herkes havuza giriyor. Öğlen saati yaklaşınca bir anda havuzun tepesindeki Dj kabinine dünyanın en yetenekten yoksun Dj'i geçiyor ve o andan sonra işkencemiz başlıyor. Ben kenarda sessiz sakin kitabımı okurum derken kendimi bir partide buldum sayın seyirciler. Ama durun kitsch'in sınırlarını zorlayan bir gösteri daha vardı. Ayrıntılarıyla betimlemek istiyorum. Havuz gölet büyüklüğünde ve ortasında bir bar minik bir adacık gibi yapılar barındırıyor. Sakince havuzda yüzerken, bir anda müziğin sesi arttı ve göbek atmalık oryantal bir şarkı çaldı. Sonra bir döndük ki küçük adacığımızdan bir platform yükseliyor. O da nesi, üstünde bir dansöz!


Vay anasını nidalarımızla ablamız şovuna başladı ve takriben yarım saat kadar dans etti. Karşı taraftaki barda da kendisine rakip kadınlar ve erkekler kendi kişisel şovlarına bar tezgahının üstünde devam etti.
Restoran tabi ki çok pahalıydı ama biz "fakirleri" de unutmayarak her sınıftan insana yönelik bir menü hazırlamışlar. Sandviçler oldukça uygun ve lezzetliydi. Döndüğümde aldığım kiloları vermek için çaba sarf etmem gerekecek!
Dönüş yolculuğumuz da oldukça eğlenceliydi. Ana yola çıkıp otobüs bekledik ve biner binmez herkesin kim bu uzaylılar bakışlarına maruz kalarak, Where are you from? Sorularına cevap vererek geçirdik. Yanımda oturan Suudi Arabistanlı amca beni çok su içmemem(!) konusunda uyardı, şişermişim!
Bir sonra ki buluşmamızda görüşmek üzere diyorum sevgili okur. Siz Suudi amcaya bakmayın sıcaklarda bol bol su için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder