22 Temmuz 2010 Perşembe

Gece Hayatından Bir Tutam


Daha önce dediğim gibi birazcık gece hayatından bahsetmek istiyorum. Geçenlerde ev arkadaşımın davetlisi olarak bir gece kulübüne gittim. Ben pek gece kulübü durumlarını sevmem, benim için canlı bir performans ya da sokakta masaları olan bir yerde oturup sohbet etmek her zaman daha eğlenceli olmuştur. Ben Dj eşliğinde bir gece bekliyordum ancak baya farklı bir ortamla karşılaştım. Öncelikle gittiğimiz kulübün adı Casino, yerini tam olarak bilemiyorum maalesef çünkü arabayla gittik ve karanlıkta seçebilmem pek mümkün değildi. İsteyenler için sorarım. Neyse biz grup olarak doluştuğumuz arabaya binip saat 1 sularında mekana vardık. Neden 1 değil mi? Ben de aynı soruları sordum sayın seyirciler neden 1? Beklerken uykum bile geldi. Burada adet böyleymiş. Kapının önü adamla doluydu; vale, bodyguard...Bir anda arabanın etrafına doluşup 4 kapıyı aynı anda açtılar. Oh my god demekten kendimi alamadım. Size bir Kezben Paris'te portresi çiziyor olabilirim ama ben ne Laila, ne Reina ne de Sortie (bunlar iki taneydi ama neyse) görmüş bir insanım. Yani hem çok sevmem hem de biraz ne diyeyim plastik gelir o eğlence. Bu arada evden çıkmadan kızlara ne giyeyim diye sormuştum zira nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum. İyi ki sormuşum. Ben annelerin -ay tam genç kız işi! dedikleri gibi bir siyah etek ve pullu bir tişört seçmiştim ancak arkadaşlarım bu kıyafetin fazla günlük olduğunu belirttiler. İşte Lübnan'lı kadınlarla aramda ki farklardan biri çoğunun gündüz giydiğini ben gece giymeyi düşünüyorum. Allahtan daha önceden buraya gelen bir arkadaşım beni uyarmıştı da valize bir düğün (benim için düğün kimi için sabah kahvaltısı) elbisesi atmışım. Topukluları da geçirdikten sonra hazırdık. kapıdan içeri girdiğimde biraz şaşırdım çünkü pek az kimse vardı. Saat hala 1 sayın seyirciler. Rezervasyon yapılan masamıza gittik şişe açtırmak adettenmiş bir şişe içki söylendi ve gürültü içinde muhabbet etmeye çalıştık. Önce Tiesto'dur, alors on danse'dır oturarak(!) dans ederken bir anda dj kabinin alt kısmına bir korg marka org getirdiler. Bu arada herkes oturuyor bir dans pisti olmadığı için muhtemelen. Orgun başına buralarda pek meşhur olan sanatçı kardeşimiz ilişti.
Evet yukarıda gördüğümüz Joe beyler önce uzun havayla başlayan sonradan 9/8 lik ritmlerle şenlenen şarkılarını icra etmeye başladı. O andan itibaren ben sadece gözlem yapabildim çünkü herkes masalara, koltuklara çıkıp dans etmeye başladı. Kadınlar attı yüksek ökçeli prangalarını koltuk tepelerinde dans ettiler.
Kadınlara değinmek istiyorum biraz aslında. Lübnan estetik ameliyatlarıyla ünlü imiş. Bunu nasıl fark ederim derseniz kalbur üstü bir gece kulübüne gidip herkesin burnuna bakmanız yeterli. Bir süre sonra aa ben bunu görmüştüm diyorsunuz çünkü.
Modadan çok anlamasam da moda kurbanlarını iyi tanırım. O yüzden sizler için ibretlik bir fotoğraf paylaşmak istiyorum. Çok fazla yorum yapmayayım ama siz her moda olan şeyi giymeyin tulum kadın gibi olursunuz maazallah.

Üç yahut beş doktorun elinden çıkmış gibiler. Erkekler için değişik bir şey göremedim sadece hiç kasılmayıp rahatça dans edip, göbek atmaları dikkatimi çekti.
Saat 3'ten sonra açılan galon galon şampanyalar, plastik yüzler, abartılı kıyafetler, 9/8 lik ritimler, özünü bulup açılmalar...Beyrut gece hayatının bir yüzü...

1 yorum:

  1. ezgi bloguna bayıldım,yazdıklarını büyük bir ilgiyle okuyorum. sana kalan zamanında iyi eğlenceler ve bol maceralar diliyorum.
    sevgiler,
    nilda

    YanıtlaSil