30 Nisan 2012 Pazartesi

Lübnan'da Göçmen Ev Işçileri- 2

(Uyari: konuya yabanci kalmamak için bir önceki postu okumaniz siddetle tavsiye edilir.)

Yeterince üzülduk ama üzülmeyelim, isterseniz öfkelenebilirsiniz. Ne demis Ulrike Meinhof: "Uzgün olmaktansa öfkeli olmayi yeglerim."

Anti Racism Movement bir cok farkli ülkeden ulasabildigi aktivistlere 28 Nisan günü bir eylem yapmayi önerdi. Bulundugunuz ülkenin Lübnan Konsolosluguna gidin ve sesimizi duyurun! Ben de derhal atladim ve bu isi Barselona'da organize ederim dedim. Eylem cok basit: toplanin gidin, biriniz yerde kanli beyaz çarsafla her hafta intihar eden bir göçmen kadin isçiyi temsil ederek yatsin, digeri de bu kadinlarin Lübnan'da maruz kaldiklari korkunç kosullari ve sponsorluk sistemini iceren bir pankart acsin!
Sulandirilmis ketçap, beyaz çarsaf ve el emegi göz nuru pankartlarimiz ve el brosurlerimizi alip yola ciktik. Dört bir yandan duyurmama ragmen katilim göz kamastirici idi. Igne atsan insan yoktu adeta!
Buyrun bunlar da fotograflar:
Siz siz olun sahte kan yapmak için benim gibi ketçap kullanmayin, hele light ketçap hiç kullanmayin!

Yae simdi ne ise yaradi bu? Diyenler olabilir, oluyor engelleyemiyoruz. Efendim dagittigimiz el ilanlarini sagolsun katalan vatandaslarimiz ilgiyle okudu hatta bize sorular dahi sordular. Bir cok insanin ilgisini cekmeyi basardik ve dunyada boyle korkunc durumlar yasandigina dair insanlara malumat vermis bulunduk. Onlar bunun bilgisine nail olurlar mi, uykulari mi kaçar, bana ne yea mi derler bu kendi bilecekleri is. Ben cok isterim butun sistemi bir anda yerle bir edip yenisini ve daha iyisini kurmak ama bir yandan da butun sistemi ufak ufak degistirmeyi de olanakli buluyorum. (Ay bu kadar baska dunya mümkün romantizmi yeter!)

Anti Racism Movement, bütün fotograflari toplayarak yayinliyor ve bilhassa bunlari goçmen kadinlarin da gormesini sagliyor. (Bloglarindan ve Facebook sayfalarindan takip edebilirsiniz)

Birileri anlatmali, birileri haberdar olmali, insanlar sokaga cikmali, eylem yapmali, bagirmali cagirmali, birileri de artik ne gerekiyorsa yapmali!

Yani ben butun iyimserligimle degistirebilecegimize/donusturebilecegimize inaniyorum oyle ya da boyle.

Burdan su an sol tarafimda oturan Meriç Ç.'ye, fotografcimiz ve gönül dostumuz Iara'ya, beni yurtdislarina okumaya yollayan anne ve babama, Istanbul'dan bana simit getiren kardesim Ece'ye, beyaz çarsafini kullanilmaz hale getirdigim ev sahibime tesekkürü bir borç bilirim.

Tutarsiz Türkçe karakterlerim için de siz okuyucularin affina siginiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder