"Altı yaşındaydım. Dünyanın sonsuz büyüklüğünü hissettim ve gitmem, çok uzaklara gitmem gerektiğine inandım…”
Tezer Özlü
(Tam da bunu düşünürken rastladım Özlü'nün alıntısına.)
Kalabalık ve görkemli pazar kahvaltılarını es geçtiğim bu kötü pazar gününde Kings of Convenience Homesick eşlik ediyor depresyonitama. (küçültme eki oluyor ispanyolcada -ita) Pazarı sevmeme sebebim de bu sanırım. Uzaklaştıkça artan içimdeki boşluğu pazarları hissediyorum. Hissetmeye vakit buluyorum, nasılsa yapacak bir şey yok. Boşluk büyüdükçe daha uzağa gitmek istiyorum. Ben de mi öyleydim 6 yaşında acaba yoksa Tezer Özlü ve Pavese'yi hayatıma sokarak büyük bir yanlış mı yaptım?
Dün ölüm yıldönümüymüş. Başarısız intiharını öğrendiğimde kurtulduğuna sevinemediğim biri o. Ölmek istemesini anlayabildim hep. Aradığı huzura kavuştuğunu düşünüyorum. Onu anmak için geçici süreyle kapalıyız, yüzümüzde buruk bir ifade var; gülsek de zorlama...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder